Ulu Cami

Kahramanmaraş Ulu Cami, Kahramanmaraş'ta bulunan Dulkadiroğulları döneminde inşa edilmiş bir camidir. Yanında Taş Medrese ve Kapalıçarşı bulunur. Kahramanmaraş Kalesi'ne yakın bir konumdadır. Taçkapı üstündeki yazıttan Dulkadiroğulları'ndan Süleyman oğlu Ala Üd-Devle Bey'in 1496'da yaptırdığı anlaşılmaktadır. Üst kısmı onarılarak sürekli değiştirilmektedir. Ana mekanı dikdörtgen şeklindedir. Üçgen şeklindeki mihrap; mukarnas, palmet ve lotüs motiflerinden oluşmuştur. Minaresi camiden bağımsız şekildedir. Taban kısmı karedir. 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş depremlerinde camii ağır hasar almıştır.





Kapalı Çarşı

İl merkezinde bulunan kapalı çarşının XVI. yüzyılın sonlarında inşa edildiği sanılmaktadır. Kapalı çarşı, bedesten ile bakırcılar çarşısı arasına kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiştir. Biri bedestene ait olmak üzere 8 giriş açıklığına sahiptir. Osmanlı kapalı çarşılarının en erken örneklerinden biri olup ortasındaki dua kubbesi ile dikkat çekmektedir. Günümüzde içeride 98, doğu ve güney cephelerde de 18 adet olmak üzere 116 dükkân mevcuttur. (Özkarcı,2007:420-423) Kapalı çarşı etrafında yer alan diğer tarihi çarşılardan olan Bakırcılar çarşısı, semerciler çarşısı, saraçlar çarşısı, belediye çarşısı, mazmanlar çarşısı, kazzazlar çarşısı, demirciler çarşısı, Alacacılar çarşısı ile birlikte geçmişten günümüze yörenin ticari hayatına şekil vererek günümüze kadar gelmiştir.

Yeşil Göz

Kahramanmaraş’ın şehir merkezine 60 kilometre uzaktaki Tekir Mahallesi’nde bulunan Yeşilgöz, dört mevsim ziyaretçilerine güzellikler sunuyor. Yeşilgöz’ü uğrak bir yer yapan temel özelliği suyunun rengi ve doğasının güzelliği. 20 metre derinliğindeki obruktan çıkan su, Tekir deresiyle birleşiyor. Yerel halk dere kenarında oluşturulan mesire alanına yoğun ilgi gösteriyor. Ziyaretçiler tarafından merak edilen ve birçok araştırmaya rağmen bilimsel bir açıklaması olmayan diğer bir hususta suyun eşsiz rengi. Kimileri rengini derinliğine kimileri çevresindeki ağaçlara kimileri ise güneş ışığının suya düşüş açısına bağlasa da bilimsel bir açıklama bulunamadığından bu durum hâlâ gizemini koruyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen dalışlar sonrasında konuşan yetkili, Yeşilgöz’ün derinliğinin yaklaşık 45,5 metre olabileceğini belirtti. Ayrıca dalış ekibinin bulanıklaşma sorunuyla karşılaşmadığını ve Yeşilgöz’ün ilerleyen yıllarda dalış turizmine açılabileceğini söyledi.




Eshab-ı Kehf

Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yer alır. Burada yedi arkadaşa ithaf olarak inşa edilen külliye, Antik Çağ’dan beri kutsal sayılan ve Eshab-ı Kehf adıyla tanınan kayalık bir tepenin yamacındaki mağaranın çevresine kurulmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’de, mağarada yıllarca uyuyan arkadaşların uyandırıldıktan kısa bir süre sonra vefat ettiği ve bu olaya şahit olan insanlar tarafından mağaranın yanına mescit (kilise) yapıldığı ifade edilir. Külliyenin öyküsü kısaca şöyledir; Kaynaklardan anlaşıldığına göre bu kiliseyi Bizans İmparatoru II. Theodoius (408-450) yaptırmış. Daha sonraları “İsa Mescidi” ismiyle bilinen ve zamanla harabeye dönen bu kilisenin üzerine Anadolu Selçuklularının Maraş Emîri olan Nusretüddin Hasan Bey, 1215 - 1234 yılları arasında, içinde bugünkü caminin de bulunduğu bir dizi inşaata girişmiş. Kilisenin bazı malzemelerinin de bu caminin inşaatında kullanıldığı, kutsal mağara ile caminin uyumlu bir şekilde kaynaştırıldığı görülür. Nusretüddin Hasan Bey’in inşa ettirdiği bu külliyenin diğer yapıları; ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve konaklamalarının sağlayan ribat (1215) ve handır (1233). Daha sonra, Dulkadir Beyliği döneminde yapılan medrese (1480-1492), kadınlar mescidi (1500) ve buk’a ilâvesiyle külliye büyütülür. Paşa Çardağı ise, Osmanlılar döneminde 1531 yılında inşa edilir. Bu öyküsüyle Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi; Hristiyan ve İslâm dünyasında kutsal bir mekân kabul edilen ve Bizans devrinden beri önemli bir ziyaret yeri olan bölgeye Anadolu Selçuklu, Dulkadir Beyliği ve Osmanlı Devleti’nin sahip çıktıklarını gösterdiği kadar, bu olayın Afşin’deki (Efsus) mağarada yaşandığını kabul ettiklerini de ortaya koyar. Mevcut belgeler ışığında bizler, “Eshab-ı Kehf olayının Afşin’deki mağarada gerçekleştiğini düşünmekteyiz. Birçok Müslüman âlim, Eshab-ı Kehf olayının Afşin’deki (Efsus) mağarada gerçekleştiği görüşünde olduğu gibi günümüzde Eshab-ı Kehf Külliyesi’nde incelemeler yapan bilim adamları da aynı düşünceye sahip olduklarını belirtiyorlar. Tespit edebildiğimiz kadarıyla, dünyanın muhtelif yerlerindeki diğer Eshab-ı Kehf’lerde böyle muhteşem bir külliye bulunmuyor. Afşin, bu anlamda tek örnek olarak kaldığı gibi Kahramanmaraşlılar, çocuklarına -yedi arkadaşın adları olan- Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernûş, Tebernûş, Şazen, Eshabil gibi isimler koyarlar. Bu durum, Kahramanmaraşlıların Eshab-ı Kehf olayını tarih boyunca benimsediğini ve canlı tuttuklarını gösterir. Eshab-ı Kehf olayı Hristiyan ve İslâm dünyasında canlılığını tarih boyunca korumuş bir olgudur. Olayın öneminden dolayı Kur’an-ı Kerim’in 18. suresi “Kehf” adını taşır ve orada neler yaşandığı anlatılır. Hristiyanlar ise “Yedi Uyurlar”ı aziz olarak kabul ederler. Eshab-ı Kehf olayına Musevi ve Hint kutsal kitaplarında da rastlayabilirsiniz. Eshab-ı Kehf olayı ve ziyaretgâhları, farklı toplum ve inançlar arasında toplumsal barışı ve hoşgörüyü tesis eden önemli kültür mirasları olduğu gibi dinler arası iletişimin de odak noktasıdır.

Web hosting by Somee.com